Dünyanın dörtte üçü sudur.
Su, yeryüzünde, yeraltında ve atmosferde daima hareket halindedir, Buz halden sıvı hale, sıvı halden buhar haline ve buhar halinden tekrar sıvı haline dönen suyun bu hareketi süreklilik gösterir. Su çevrimi milyonlarca yıldır devam etmekte olup, hayatın varlığı buna dayanır. Susuz bir hayat yoktur!
Su, tüm canlılar için hayatın kendisidir. Bazı hayvan ve bitkilerin vücudunda %90 oranına kadar su bulunabilmektedir. Bitkiler kendileri için gerekli mineralleri su ile alırlar; fotosentezi sağlayan su’dur. Bitkiler gibi hayvanlar ve insanlar da suya bağımlı bir hayat sürdürürler.
Yüzde 70’i su olan dünyamızda içilebilir özellikte su, ne yazık ki bu miktarın sadece onbinde 3’üdür. Böyle olunca da Dünya nüfusunun yaklaşık %20’sine karşılık gelen 1,4 milyar insan yeterli içme suyundan, 2,3 milyar insan ise sağlıklı sudan yoksundur. Ve yine ne yazık ki her gün 25 bin insan pis sulardan kaynaklanan hastalıklar nedeniyle ölüyor.
Su, insan yaşamın kaynağıdır. İnsan vücudunda %60-70 oranında su bulunur. Su besin maddelerinin çözünmesi için gerekli olduğu kadar besin maddelerinin yakılmasını sağlayan reaksiyonlar için de gereklidir. Kanın %80’i sudur. Kan, besinlerin ve atık maddelerin vücutta taşınmasını sağlar. İnsanlar vücutlarındaki proteinlerin yarısını, karbonhidratların hepsini yitirseler hayatlarına devam edebilirler; fakat suyun % 10'unun kaybı büyük aksaklıklara, % 20'sinin kaybı ölüme yol açar. Su, mucizevi fiziksel ve kimyasal özellikleriyle canlılığın en büyük kaynağıdır.